Yorumları: 595
Konuları: 2
Kayıt Tarihi: 02-06-2012
Verdiği Teşekkür: 0
Aldığı Teşekkür: 5
Koca Yusuf
Koca Yusuf’un ahlakı da ismi gibi “Koca” idi
"Türk gibi kuvvetli" sözünü dünyaya öğreten pehlivan Yusuf’un ahlakı da ismi gibi “Koca” idi.
Save it! digg'e kaydetStumbleUponLinkedIn
#fikriniyaz
Osmanlı’nın son döneminde yetişen Koca Yusuf, Bulgaristan’ın Şumnu kasabasında 1857 (veya 1858) yılında dünyaya geldi. Bir gün cihan pehlivanı olacak delikanlı, Deliorman Türklerinden olup, dedeleri gibi pehlivanlığa devam etmiştir.
16 yaşında başladığı yağlı güreşi önce Şumnulu İsmail Pehlivan'dan, daha sonra Kel İsmail'den öğrenmiş ki, bu bahsedilen isimler de zamanının en iyi pehlivanları. Koca Yusuf, Kel Aliço'dan sonra genç yaşta Kırkpınar başpehlivanı olma başarısını gösterir.
Kurtdereli ile güreşmesi
Koca Yusuf namını ilerletince bir yolculuğa çıkar. Yolda bir öküz kağnısının çamura saplandığını görür 4 kişi kağnıyı bir karış oynatamaz, Yusuf yardıma koşar. “Bir de ben deneyeyim kardaşlar” deyip kağnının okunu tutar, herkes geri çekilip Yusuf’un gücünü izler. Yusuf kağnıyı öyle sert çeker ki, kağnı çamurdan çıkar, oku da Yusuf’un elinde kalır.
Köylüler şaşkın halde “sen pehlivansın galiba” derler.
“Evet” der Yusuf.
“İstersen misafirimiz ol, bizim köyün dehşetli pehlivanı var onunla da güreş tut.”
Koca Yusuf “tamam” deyince beraber köye varırlar. O zaman Yusuf yaşını başını almış en güçlü çağı, karşısındaki pehlivan ise daha çok genç adı Mehmet, köyü de Kurtdere. Ama bu Mehmet ileride Kurtdereli olacak olan Mehmet’dir.
Bu güreş başlar itiş kakış derken Yusuf genci tutar, paça kasnaktan yakalar, sertçe çeker. Kurtdereli de kaya gibi direnir. Kurtdereli’nin kispetinin paçası Koca Yusuf’un elinde kalır. O kispet, yağı çekince 16 kilo geliyor, insan gücüyle kopması çok zor. Kurtdereliye yeni bir kispet getirirler, paçaları urganla sıkıca bağlanır ve yeniden güreş başlar.
Koca Yusuf ne eder eder elini urganın altından geçirmeyi başarır. Sertçe tekrar paçadan atmak ister ama Kurtdereli’nin ayak gücü çok fazladır istedi mi kaval kemiğini kıran tırpanlar sallayabilmektedir. O da paçasını tersine doğru sallar. Olan urgana olur. Urgan kopar, kispet boydan boya yırtılır.
Köylüler “bir kispet daha getirelim mi” derler.
Kurtdereli “demirden de getirseniz, bu adam yine yırtar, boşuna getirmeyin” der.
Yusuf da köylülere “bu Mehmet ileride büyük pehlivan olur, şimdiden bana sakatlatmayın” deyip yoluna gider.
Koca Yusuf Avrupa’da
Avrupalı bir organizatör Osmanlı’nın bu insanüstü güçteki pehlivanlarını görünce Avrupa ve Amerika’da güreşler tertipler Yusuf’a rakip yoktur.
Yusuf’un rakiplerini nasıl yendiğini anlamaya bile vakit bulamayan Avrupalı seyirciler güreşlerin uzatılmasını istemektedirler. Yusuf ise böyle bir teklifi şiddetle reddeder.
Menajerleri Yusuf’tan yavaş güreşmesini rica ederler. Yusuf bu teklifi kabul eder. Fakat Yusuf rakipleriyle bir-iki dakika oynadıktan sonra kâfi bulmakta ve sırtlarını yere vurmaktadır. Çaresiz kalan organizatörler Yusuf’un karşısına peşpeşe iki güreşçi çıkarırlar ve iki güreşçinin yirmi dakika dayanması halinde büyük para vaad ederler. Ne var ki Yusuf kendisiyle peşpeşe güreşen Gambier ve Raul gibi meşhur güreşçileri de yirmi dakika dolmadan tuş ediverir.
“Güreş Erkek İşidir”
Avrupalı organizatörler, bu müthiş pehlivanı ancak bir Müslüman pehlivanının yenebileceğine kanaat getirerek Türkiye'den Hergeleci İbrahim'i getirirler.
Fransa'da karşı karşıya gelen Koca Yusuf ile Hergeleci, Avrupalıları hayrette bırakan müthiş bir güreş sergilerler. Anlaşmalarına göre güreş Türkiye'deki gibi serbest ve kıran kırana olacaktır.
Güreş süratle devam ederken Yusuf, Hergeleci'ye boyunduruk takar, Hergelecinin burnundan kan akmağa başlar. Telaşlanan hakemler güreşi durdurup Hergeleci'ye bir şikâyeti olup olmadığını sorarlar. Şaşıran Hergeleci burnundan devamlı akan kana aldırış etmeksizin; "Neden ola ki? İşte pekâlâ güreşip duruyoruz" der.
Oynaş güreşe alışmış Avrupalıların şaşkın bakışları arasında bir nara savuran Koca Yusuf bu defa Hergeleci’yi kurt kapanına alır. Hergeleci'nin boğulduğunu zanneden seyirciler telaşlanırlar, kadınlar bağrışmaya, ağlaşmaya başlar.
Jüri heyeti güreşçilerden ayrılmalarını ister. Yusuf aldırış etmez. Birkaç kişi Yusuf’u çeker, yine de ayıramazlar. Bu defa sopalarla, bastonlarla Yusuf’un sırtına, kafasına vurmağa başlarlar.
Neticede ayrılan pehlivanlar berabere ilan edilir. Her iki pehlivanımız da neticeden memnun değildir.
Yusuf "ne güzel güreşiyorduk" derken, Hergeleci de "bizde erkek güleşir, kadın ağlar ama asla güreşi bırakın demez" ifadeleriyle kırgınlığını ortaya koymaktadır.
Fransızlar Yusuf’u mağlup etmek için Amerika'dan zincirkıran lakaplı Leitner'i getirtirler. Ne var ki Yusuf, Leitner'i de kısa zamanda tuş ediverir.
Fransa'da karşısına çıkacak rakip bulamayan Yusuf sıkılmağa başlar. Onu en fazla organizatörlerin davranışları üzmektedir. Yusuf’un paraya pula metelik vermediğini bilen organizatörler onun sırtından büyük servetler elde ederken Yusuf’a çok az pay vermektedirler. Yusuf buna da aldırış etmez. Fakat inancına göz dikilmesi Yusuf'u çileden çıkarır.
Güreşirken tesettüre riayet eden ve diz kapaklarını örten şortla güreş tutan Yusuf hususi hayatında da dinî inançlarına son derece bağlıdır. Namazlarını düzenli olarak kılmaktadır.
Yemeklerinin piştiği kaplarda daha önce domuz yağı ve etiyle yemek pişmiş olması ihtimalini göz önünde bulunduran Yusuf önceden bu kapları iyice yıkatmakta ve yemeklerin pişmesine bizzat nezaret etmektedir.
Yusuf’un sırtından para kazanan Fransız Doublier sırf Yusuf’un inancıyla alay etmek için bir gün yemeğine domuz eti karıştırır. Bunu fark eden Yusuf, Doublier'i haklamak ister. Durumu fark eden Fransız kaçar. Ahlaksızlıktan tiksinen Yusuf, hele inancına karşı yapılan bu hakarete tahammül edemeyerek yapılan bütün teklifleri reddederek Fransa'da güreş yapmak istemez. Yusuf’un davranışları hayretle karşılanmaktadır. İngiliz gazeteci Cannon, "meğer sizin Yusuf’un ahlakı da, gövdesinin kuvveti kadar yamanmış" diyerek, bu cihan pehlivanını takdir etmiştir.
Hepimiz bir çok yerli yabancı futbolucu tanıyoruz kaç kişi Koca Yusuf u tanıyor Ahlak ve Güç bir Beden de barındıran bir Adam.
''Eğer bir millet iktidarda bulunan kişilerin şerefsizliğini, alçaklığını,
hırsızlığını yalnızca kendi siyasi görüşünden olduğu için görmezden
geliyorsa, o millet erdemini yitirmiş demektir. Erdemini yitiren bir
millet, bir gün vatanını da yitirir!''
Niccolo Machiavelli
Sitemiz, hukuka, yasalara, telif haklarına ve kişilik haklarına saygılı olmayı amaç edinmiştir. TR KANGAL web sitesi hayvan severlerin oluşturduğu bir platformdur. sitemizde kumar, bahis vb. yasadışı faaliyetlerin sağlanması söz konusu değildir. trkangal.com daki videolar internet ortamında yayın yapan diğer video sitelerinden alıntıdır. Sitemiz, 5651 sayılı yasada tanımlanan "yer sağlayıcı" olarak hizmet vermektedir. 5651 Sayılı kanun’un 8. maddesine ve T.C.K’nın 125. maddesine göre TÜM ÜYELERİMİZ yaptıkları paylaşımlardan sorumludur. İlgili yasaya göre, site yönetiminin hukuka aykırı içerikleri kontrol etme yükümlülüğü yoktur. Bu sebeple, sitemiz "uyar ve kaldır" prensibini benimsemiştir. sitemiz de sansürlenmemiş içerik yoktur. telif hakkına konu olan eserlerin yasal olmayan bir biçimde paylaşıldığını ve yasal haklarının çiğnendiğini düşünen hak sahipleri veya meslek birlikleri, hakkında t34h3r@trkangal.com mail adresinden bize ulaşabilirler. Buraya ulaşan talep ve şikayetler tarafımızdan incelenerek, şikayet yerinde görüldüğü takdirde ihlal olduğu düşünülen içerikler sitemizden kaldırılacaktır. ayrıca, mahkemelerden talep gelmesi halinde hukuka aykırı içerik üreten ve hukuka aykırı paylaşımda bulunan üyelerin tespiti için gerekli teknik veriler sağlanacaktır.