Yavrular,
2 aydan önceki yavrulara dair pek bir şey söylemek istemiyorum çünkü bu dönemde bilmemiz gereken tek şey yavruları anne ile bırakmamız gerektiğidir ve uzman yetiştiricilere de bir şey öğretebileceğimi sanmıyorum; ama genel köpek davranışları olarak bilmemiz gereken şudur ki, köpekler doğduklarında burunları açılır. Yani doğar doğmaz her şeyin kokusunu alırlar; her şey onlar için bir kokudur. Anneleri sadece bir kokudur ve güçlü koku alma duyusuna sahip olan yavru annesini daha çabuk bulup daha çok emer. Sonra gözleri açılır, ama koku hala çok baskın olduğu için ayırt edici olarak hala kokuyu kullanırlar.En son kulaklar açılır ve hayatları boyunca sesler, üçüncü öncelik sırasında olur. Sesler daha çok dış dünyayı tanımlar; doğa sesleri iletişim sesleri ve diğer hayvanların sesleri.
Yani bir köpek sizi görünce tanımış sayılmaz koklamasına izin verin. Sesle sevmek onun için çok anlamlı değil, gidip sarılın, elinizi başına koyun ve sevdiğinizi hissedin.
2 aydan sonra çevreyi tanıma dönemi başlar. Çevreyi tanıma aslında onlar için sınırsızdır asla sonu gelmez bir kısır döngüdür. Yani bir çatalı kokladı diye çatalları tanımış olmaz on binini de koklaması gerek. Her bir obje onun için yenidir. Bakımlarının en zor olduğu dönem bu dönemdir çünkü hem bünyelerinin en hassas olduğu dönemdir hem de bilinmeyene karşı çok meraklıdırlar.
Diş gelişimi nedeniyle biraz ısırma meraklısı olabilirler, sesini kullanmayı öğreneceği için havla denemeleri ile sizi uykusuz bırakabilirler. Dediğinizi kolay anlamayabilirler.
Siz masaya çıkmak yok diye kural koyduğunuzda o her seferinde bu kuralın “daha önce” geçerli olduğunu düşünecektir. “Masada yemek varken çıkmak yok” “masada insanlar varken çıkmak yok” “masa kirliyken çıkmak yok”… her an ve her an onun için yeni bir andır. Masayı çıkmamayı anlamıyor değil, her an onun için tamamen yeni bir koku.
Bu dönemde en korumacı köpekler bile fazlasıyla oyuncudur, eve gelen hırsızla bile oyun oynamak isterler. Bu köpekten koruma köpeği olmaz diye değerlendirme yapılması yanlış olur.
Hayatları yemek-içmek uyumak, oyun ve tuvalet üzerine kuruludur. Tuvalet onlar için sanki bir “nokta” gibidir. Her cümleden sonra mutlaka koyarlar. Yemek – nokta, uyku-nokta oyun-nokta nokta-nokta…
6 aya kadar tuvalet eğitimini ne kadar anlarsa anlasın, kaslarını tam olarak kontrol edemeyeceği için ufak kazalar devam edebilir. Hem çişlerini tutamayacakları için hem de psikolojileri için uzun süreler yalnız kalmamaları gerekir.
Eğitim kesinlikle köpek eve gelince başlar. Altıncı ayda sekizinci ayda değil. “Hayır” ı anlaması , nereye girip giremeyeceğini öğrenmesi de bir eğitimdir. Büyüyünce alacağı eğitim hayatınızı kolaylaştıracak komutları içeren “temel itaat” eğitimidir. Ne yazık ki bir çok köpek sahibi bu iki eğitimi karıştırdığı için 6 aya kadar köpeklerine eğitim vermezler ve köpek eğiticileri birinci seviye eğitime bile hazır olmayan köpeklerle baş etmek zorunda kalırlar.
Ergenler
Ergenliğe her köpek farklı aylarda girse de genel olarak erkekler için 6-8 ay dişiler içinse 8-10 ay lık dönemdir. Bir önceki dönemde olan çevreyi tanıma tutkusu bitmiştir ve bütün duyguları kendisine ve kendine ait olanlara dönmüştür. Her adımı her hareketi etrafındakileri sınamak için yapar. Sürekli bir güç savaşındadır. Oyun oynadığınızı sanarken bile o sizi sınar ve liderlik savaşını devam ettirir.
Çevreye olan ilgisini yitirmiştir; bazen, dışarı çıkmak bile istemez ya da bir hafta önce heyecanla oynadığı oyuncağı bir anda büyüsünü kaybeder. Bunun yerine sizi korumak, ağzına aldığı çorabı korumak, altında yattığı sandalyeyi korumak birden asli görevi oluverir ve eğer o an çorabı alamazsanız artık o onundur; bundan sonra da alamayacaksınızdır.
Şimdiye kadar verdiğiniz komutlar onun için bir oyundu ama bundan sonra “emir” olacak ve her emirde “sen bu emiri verecek güçte misin?” diyecektir. Lider olma iddiasından en uzak köpek bile bu dönemde bir kez olsun size karşı gelecektir.
Fiziksel değişiklikleri biraz sakar olmalarına neden olacağı için, masalar dağılıp vazolar kırılabilir. Birden bire merdivenlerden üç hafta önceki hızlarında çıkamadıklarını fark edersiniz. Önce patiler ve kafa büyüyüp kuyruk uzayacaktır (genel olarak); sonra göğüsleri irileşecektir. Yavruyken göbeğine doğru olan göğü kafesi şişkinliği boyuna doğru yaklaşıp beden uzayacaktır.
Bu dönemde sizi yaralamaları olası çünkü güçlerinin farkında olmazlar, bu nedenle küçüklükten itibaren elinizi ısırmasına, çekmesine itmesine vb. izin vermemelisiniz. Yine de elinizi kanatabilecek çizikler ve ısırıklar olabilir, panik olmayın.
Kas gelişimlerine bağlı olarak egzersiz ihtiyaçları artacak ve daha enerjik olacaklardır. Küçükken bir oyunla yorabileceğiniz köpek ancak bir saat yürüyüşten sonra enerjisini atabilir hale gelir.
Kızışma ve kısırlaştırma koca ayrı bir konu… Bir önceki yazımda değindiğim için hiç konuya girmiyorum ama eğer kısırlaştıracak olan varsa, en ideal dönem bu dönemdir.
Erişkinler
Erişkinler, yaklaşık olarak 1,5 yaş -2 yaş sonra köpeklerde olgunluk dönemidir.
Erişkinler anlatmadan önce bir başka konuya değinmek istiyorum. Yavru köpek tutkumuz... Bir kez daha köpekleri insanlaştırdığımız bir konu…
İnsanlarda karakter ve zeka 7 yaşa kadar oluşuyor (yanlışım varsa kusura bakmayın) ve bizler birbirimizi ne kadar uzun zamandır tanıyorsak o kadar güvenip seviyoruz. Dolayısıyla eğer bir arkadaşımız olacaksa “çocukluktan” olmalı… Ama köpeklerde bu durum böyle değil. Yani ne bilinçaltı 1 yaşına kadar doluyor ne de hayatının en güzel yılları çocukluk yılları.
Daha açık olmak için bir örnek vereyim. Mesela siz 6 aylık bir köpek aldınız ve başkası da 6 yaşında bir köpek aldı. İkinizde doğru iletişimi kurdunuz ve aradan 2 ay geçti. Bu durumda hangi köpek sahibine daha bağlıdır ve daha çok sever? Cevap: ikisi de aynıdır. Yani 6 yaşındaki köpek şimdiye kadar yaşadıklarını hatırlayıp sahibini biraz daha tanımaya çalışmaz, ya da önceki sahiplerim beni sattı bu da kesin terk eder demez, eğer doğru iletişimi kurarsanız yavruyla yetişkin arasında hiçbir fark yoktur. Çünkü daha önce defalarca kez söylediğim gibi köpekler de doğadaki her hayvan gibi sadece anı yaşar. Dünleri ve yarınları yoktur. 2 ay onlar için sonsuzluktur, iki ayda köpeğiniz tamamen sıfırlanıp yepyeni bir köpek olabilir.
Deneyimi olmayan birçok kişi yavru köpekle başlar ve hem bebeklik hem ergenlik döneminin zorluklarını göğüslemeye çalışır. Eh ülkemizde terk edilen köpek sayısının farkındaysanız ne kadar başarılı olduklarını biliyorsunuzdur. Yani, ben deneyimi olmayan kişilere daha çok 1,5 yaş üstü köpekleri tavsiye ediyorum.
Ve hemen konuya geri dönüyorum. Bazı köpek sahipleri şöyle diyor “bazen öyle bakıyor ki, ne dediğini çok net anlıyorsunuz, konuşsa bu kadar rahat anlamam.” İşte olgunluk böyle bir şey, İletişimi kuvvetli davranışları istikrarlı olmaya başlar. Koruma içgüdülerine yüksek bir algı eklenir. Kime havlayacağı neredeyse ilahi bir güçle onlara bildiriyormuş gibi bir hale gelirler Tabi bu söylediklerim doğru iletişim kurmayı başardığınız köpekler için geçerli. Sizi bir kez lider olarak gördülerse, kolay kolay bir daha sizi sınamazlar.
Mükemmel oyun arkadaşı, dert ortağı hayat ortağı olmuşlardır. Ergenliğin delirtici enerjisini üzerlerinden attıkları için sizi eskisi gibi yormazlar, evin kurallarını ailenin kurallarını anlarlar ve üst düzey saygı duyarlar. Bebek ve çocuklar artık onlar için çok saygın bir yerdedir.
Bedenleri ideal şeklini almıştır.
Çok şükür ki köpeklerin en uzun süren dönemi bu muhteşem halleridir.
Yaşlılar
Sadece 20 yıl öncesinin kitaplarında bile köpeklerin ortalama yaşı 10-12 yıl olarak geçer, şimdilerde ise kabul gören ortalama ömür 15 yaştır ama bu yaşı geçmiş köpeklerle karşılaşmak da artık sıradan bir durum. Bu nedenle köpeklerin yaşlılıkları şu gün başlar denemiyor ama yine de 8 yaş üstü, yaşlılık başlangıcı ve 10 yaş üstü, yaşlılık 12 de, ileri yaşlılık olarak kabul ediliyor.
Köpeğimiz hayatımıza sonsuz sevgi ve sayısız güzel anı bıraktıktan sonra yavaşlamaya başlıyor. Doğada ölüm korkusuyla yaşayan tek canlı bizleriz; yani köpeğiniz görmemeye başlayınca bundan sonra ne olacak eh artık bir ayağım çukurda demez. Bunun için üzülmez. Üstelik eski topuna bakıp hey gidi günler hey nasıl oynardım; keşke yine oynayabilsem de demez. O sadece anı yaşıyordur ve “şimdi yatmak istiyorum” der. Yaşlılıkta yatmak istemeleriyle, gençlikte top koşturmak istemeleri aynı duygudur onlar için, ve gençken top oynarken ne kadar mutluysa yaşlanınca da yatıyor diye mutlu olur. Onlar için sadece o an ki istekleri vardır.
Keşke bizler de onların gösterdiği bu olgunluğu gösterebilsek ama ne yazık ki onlara karşı bile gösteremiyoruz. Yüzlerinde beliren bir iki beyaz kıl her geçen gün dostumuzun bizden ayrılacağı o güne daha yaklaştığımızı hatırlatır durur.
Köpekler her zaman bizden liderlik bekler; hele yaşlandıklarında sürüden dışlanma korkusu da artmaktadır. Yanındayken sürekli üzülerek bakmayın ona; zayıf olduğunu hissettirmeyin. Karşınızda koca bir hayatı deneyimlemiş, alabileceği her kokuyu bolca içine çekmiş ve muhtemelen sizinle olduğu için her gün kendince tanrıya şükretmiş bir tüy yumağı var; ona hak ettiği saygıyı gösterin.
Ve de sürekli yürüyüş yürüyüş diyorum ya.. Eh artık mutfak-salon arası bile onun için bir egzersiz sayılır. Hatta kontrollü bir şekilde önce egzersizin ritmini azaltın sonra uzunluğunu ve sonra iki günde bir üç günde bir sonra da haftada bire düşürün ve sonunda da yere sırt üstü yatırıp egzersizlerini sizin yapmanızı gerektirecek bir gün gelebilir. Bir masaj eşliğinde hassas kemiklerini yormadan bir iki dakikalık ileri geri hareketi onları düşündüğünüzden çok daha mutlu edecektir.
Av köpekleri ve suyu seven için bir serinleyebilecekleri bir leğen su hala onlar için dünyadaki cennet olacaktır.
Merdivenleri eskisi gibi çıkamıyorsa, çıkamadığına üzülmez ama sizin ona acıyarak bakmanıza çok çok çok üzülür. Söylemesi kolay tabi ama yapması zor. Bu konuda size verebileceğim nacizane tek tavsiye yaşlılığı bir oyuna çevirmeniz olabilir. Popusundan tutup merdivenleri çıkmasına yardım etmeniz de “topu getir”den farklı değil ki onun için.
Kulakları duymadıkları ve koku algıları zayıfladığı için bu dönemde her şey onlara yanlarında “birden” belirivermiş gibi gelir, olabildiğince çevresinden dolanmaya ve ürkütmemeye çalışın.
Artık çişini hatta dışkısını tutamamaya başlamış olabilir ve bu sizin için ne kadar sorun olursa olsun onun için, size olduğundan bin kat fazla utanç verici bir durumdur. Durumdan şikayetçi olmadığınızı hissettirin.
Komutları kimi zaman duymadıkları için uygulamazlar kimi zamansa artık dikkatleri kalmadığındandır; yani sadakatlari azalmamıştır, size hala düşündüğünüzden fazla saygı duyuyorlardır.
Kimisi köpeğini tatlı bir uykudan uyanamadığını görecek kadar şanslı ama bazılarımız acı çeken köpeği için Azrail buluşmasını bizzat kendisi ayarlamak zorunda kalıyor.
Kararı almak tabiî ki çok zor ama acılar bedenini sarmaya başladıkça acıdan başka bir şey düşünemeyecek oluyorlar; bu nedenle onu zorla yaşatmaya çalışmanız işkence yapmaktan farksız olacaktır. Ailenin tüm üyeleriyle son hoş bir akşam yemeği birçok köpek sahibi için şans bile sayılır.
Ölüm anında, onu acı ile uğurlamayın; son düşüncesi “sahibim üzgün” olmasın. Bin kez içinizden bağıra bağıra onunla ne kadar gurur duyduğunuzu söyleyin. O da sizi gururla beklesin cennetin kapılarında.
Anlamayacak,dinlemeyecek ve en önemlisi anlamaya çalışmayacak kişiye kendimi anlatmak için tüketecek nefesim yok benim.
Yorumları: 533
Konuları: 0
Kayıt Tarihi: 13-05-2013
Verdiği Teşekkür: 0
Aldığı Teşekkür: 0
RE: Köpek Nasıl Eğitilir -2
Eğitim olayı bence cinsten cinse değişir mesela KANGAL köpeğine otur -kalk-pati ver diyerek köpeğin onurunu kırmaya gerek yok çünkü Kangal ne yapacağını bilir dağda davar güder kurdu kovalar meydanlardada acımasızca önüne geleni parçalar.ha bu başka cinsler için farklı miskette oynatırsın-çayda çırada oynatırsın.............................
Sitemiz, hukuka, yasalara, telif haklarına ve kişilik haklarına saygılı olmayı amaç edinmiştir. TR KANGAL web sitesi hayvan severlerin oluşturduğu bir platformdur. sitemizde kumar, bahis vb. yasadışı faaliyetlerin sağlanması söz konusu değildir. trkangal.com daki videolar internet ortamında yayın yapan diğer video sitelerinden alıntıdır. Sitemiz, 5651 sayılı yasada tanımlanan "yer sağlayıcı" olarak hizmet vermektedir. 5651 Sayılı kanun’un 8. maddesine ve T.C.K’nın 125. maddesine göre TÜM ÜYELERİMİZ yaptıkları paylaşımlardan sorumludur. İlgili yasaya göre, site yönetiminin hukuka aykırı içerikleri kontrol etme yükümlülüğü yoktur. Bu sebeple, sitemiz "uyar ve kaldır" prensibini benimsemiştir. sitemiz de sansürlenmemiş içerik yoktur. telif hakkına konu olan eserlerin yasal olmayan bir biçimde paylaşıldığını ve yasal haklarının çiğnendiğini düşünen hak sahipleri veya meslek birlikleri, hakkında t34h3r@trkangal.com mail adresinden bize ulaşabilirler. Buraya ulaşan talep ve şikayetler tarafımızdan incelenerek, şikayet yerinde görüldüğü takdirde ihlal olduğu düşünülen içerikler sitemizden kaldırılacaktır. ayrıca, mahkemelerden talep gelmesi halinde hukuka aykırı içerik üreten ve hukuka aykırı paylaşımda bulunan üyelerin tespiti için gerekli teknik veriler sağlanacaktır.